Avrupa Parlamento Seçimleri: Adaylık başvuruları – Parlamento Dışında Bulunan Hareketlerin Açıklamaları -Yasemin Hareketinin
Avrupa Parlamentosunun yeni üyelerinin seçilmesi ile ilgili adaylık başvuruları, bugün 3 Mayıs 2019 tarihinde Lefkoşa’daki “Filoxenia” Konferans Merkezinde sunuldu.
Demokratik Hareketin (DİPA) başvurusundan sonra, parti başkanı Sn. Marios Karoyan, özetle, şunları söyledi:
“Birkaç ay öncesinde kurulan Demokratik Hareket, 26 Mayıs’ta yapılacak AvrupaParlamento seçimlerine katılmak için son viraja giriyor. Adaylarıyla gerçek merkezin temsil edilmesini, yeniden canlandırılmasını ve Kıbrıs ile Avrupa’nın siyasetinde başrol oynamasını talep edecek. Gerek Kıbrıs gerek Avrupa Birliği, bugün gelecekleri için tehlike arz eden önemli güçlüklerle karşı karşıya bulunuyorlar. Demokrasiyi ve kalkınma ile ilerleme yeteneklerini tehdit eden aşırı hareketlerle karşı karşıya bulunuyorlar. […] Herkesin üstüne düştüğü sorumlulukları hep beraber üstlenmek, daha iyi, daha verimli ve daha yaratıcı yarınlar için umutları yeniden canlandırmak istiyoruz. […]”
Yasemin Hareketinin başvurusundan sonra, hareketin temsilcisi Sn. Şener Levent, özetle, şunları söyledi:
“Bugün Avrupa Parlamento seçimleri için Yasemin Hareketi olarak altı kişilik bir aday listemiz var. Kıbrıs tarihinde bu bir ilktir. İlk olan şudur: Kıbrıs’ın işgal bölgesinden ilk kez altı kişilik bir Kıbrıs Türk grubu bu seçimlerde aday oldu. […] Yasemin Hareketi daha önce Avrupa Parlamentosunda yapılmayanları, daha önce Avrupa Parlamentosunda söylenmeyenleri, Avrupa Parlamentosunda bugüne kadar gerçekleştirilmesi mümkün olmayanları gerçekleştirmek için bu seçimlere girdi. Eğer seçilen milletvekilleri bugüne kadar görevlerini yapmış olsalardı, belki aday olmamıza gerek kalmazdı. Başlıca hedeflerimiz arasında şunlar vardır: En başta olan şey, 45 yıldır kapalı olan, yılanlara teslim edilmiş olan Maraş’ın kurtarılması vardır. […] İkinci bir hedefimiz de şudur: Kıbrıs Cumhuriyetini yaşatmak. Ne demektir Kıbrıs Cumhuriyetini yaşatmak? Şu demektir: Bugüne kadar bize dıştan sunulan bütün çözüm planlarında Kıbrıs Cumhuriyetinin lağvedilmesi ve yerine başka bir devlet kurulması vardır. Biz Kıbrıs Cumhuriyetinin lağvedilmeden yeni bir çözüm bulunmasından yanayız. […] Biz tek vatan diyoruz, tek devlet diyoruz, tek halk diyoruz. […] Bugüne kadar Kıbrıslı Rumlar bu parlamentoda Kıbrıs’ın işgal altında olduğunu söylemiş olabilirler. Ancak bu bugüne kadar hiç bunu bir Kıbrıslı Türk söylemedi. Onu söylemek için buna karşı mücadele vermek için varız […]”
Kıbrıs Sosyalist Partisinin (KSP) başvurusundan sonra, parti Genel Sekreteri Sn. Mehmet Birinci, özetle, şunları söyledi:
“Kıbrıs Sosyalist Partisi olarak, Avrupa Birliği Parlamento üyeliğine aday olurken, Avrupa Birliğinin Avrupalı emperyalist tekellerin bir birliği olduğunu biliyoruz. Bu bağlamda, emperyalist işgal ile bölünmüş Kıbrıs’ın ve halkının yeniden birleşmesi ve birleşik, bağımsız, demokratik, işgal ordularından, yabancı askerlerden, üslerden ve garantörlüklerden arınmış emperyalist sistemden kurtulmuş bir Kıbrıs’ın kurulması için de ülkemizde Kıbrıs işçi sınıfının önderliğinde anti-faşist, anti-emperyalist birleşik halk cephesinin kurulmasına katkı koymak amacındayız. […]”